Gözyaşım dur düşme gelmeyecek düşünme/ Kes ağlamayı artık bak oldu bana yazık/ Karda zordur yürümek anladım gelmeyecek/ Dünya oldu bana dar neden yağdın söyle kar/ Dünya oldu bana dar bak ne yaptın bana kar

28 Aralık 2009 Pazartesi

Gam Kenarı...

Acının dağlandığı anlar vardır…
Aramaya gerek yok, o gelir bulur…
Beraber gidilen bir lokantanın kapanması bile üzüntüdür…
Veyahut lokantanın yerine dükkânı çiçekçinin tutması…
Gözyaşından çorba olmaz ama…
Dilin, damağın yanar tuzdan…
Soğutamazsın…
Zamansız, kırmızı bir toka çıkar nereye saklanmışsa…
Saçı toplasın diyedir küçük canavarın dişleri…
Ve fakat dağıtıp ısırır, acıyan ne varsa…
Yaşananları…
Yaşanmak için sıraya girmiş ihtimalleri…
Yapılmayanları…
Sadece erkek olduğum için koridor tarafına oturmak durumunda kaldığım, yani gam kenarının yine bana düştüğü, bir otobüs yolculuğumuz olmadı hiç uzaklara…
Sen benim omzumda uyuya kalmadın hareket halindeyken…
Biz durduk…
Durdurduk…
Gidebilirdik oysa…
Kimseden gizlenmemiş, sadece bizi gizleyen bir tatile belki…
Bir akraba düğününde dans etmedik meraklı akbaba bakışları altında mesela…
Çok severdim yatakta kahvaltıyı ama, buna uygun bir tepsimiz bile olmadı…
Alabilirdik… Biraz daha bekleseydik…
Zamanın dövdüğü bir hüzün ustasıyım ben…
Kelimelerim tuğla tuğla...
Her satırbaşında turuncu intihar hissi...
Aklım, dilim, cümlelerim hep geçmişte…
Geçmiş geçmiş de…
Ben geçemiyorum ki…
Bazen duruyorum yürüdüğümüz bir yerde…
Ayaklarımız diyorum, bir ara aynı anda buradaydı…
Beraber bastık bu toprağa…
Sahi var mıdır o günden bugüne kalan bir toprak zerreciği?
Tuhaf tutsaklığımın, her şeyden sen çıkarışımın şahidi kalmış mıdır etrafta?
Bu bardaktan su içmişti…
Bu sandalyede oturmuştu…
Bu bankanın önünde buluşmuştuk ilk kez…
Hiç gözümün önünden gitmiyor, çimlerin üstüne denk gelmiş tavla maçımız…
Elimizde soğumuş kahveler, tadı bizden önce kaçmış kekimiz…
Ve ikimiz de aynı anda mars olduk kıra kıra birbirimizi…
Bir Allah'ın pulu durduramadı bizi...
***
Gidişine türlü anlamlar yükledim…
İstesem kalırdın…
İstesen kalırdın…
Gözyaşımdan düğümler attım açılması zor olsun diye umudun…
Ama sevdim yine de…
Seninle alakalı ne varsa sevmeye devam ettim…
Son buluşmamızı sevdim…
Tam giderken, beni elimden tutup çeken seni sevdim…
Sarılmamızı sevdim…
Arkama dönüp bakamamayı…
Bizim oturduğumuz masada oturan mutlu çifti sevdim nargilecide…
Ne olur hep böyle kalın dedim… Ne olur…
Bir yıldönümü gününde, engel olamadım kendime yoldan döndüm...
Sen olmasan da sana giden yoldaydım, hatta birazdan evinin önünde…
Ağlayarak söndürdüm yeni yasımın mumlarını…
Kutlu olmadı ama!..

***
Biliyorum biz geçtik sevgilim…
Bizden geçti…
Başka hayatların insanlarıyız artık…
Başka umutların…
Başka adam…
Başka kadınların…
Tamam da, silebilir misin yaşadıklarını?
Boyayabilir misin siyahla neşeli günlerimizi?
Çıkarıp yüreğimi, kanımın söndürdüğü ateşlere atabilir misin, yangında ilk kurtarılacakken…
Yıllar sonrasına yatırılmış acılarımız var artık karanlık mahzenlerde…
Beklenmedik bir karşılaşma anında…
Bir havaalanında…
Bir tesadüfler garında...
Bir kafede…
Ya da sinema çıkışında kim bilir..
Birbirine bakan şaşkın gözler…
Belki evlenilmiştir, belki çoluk çocuk duvarı örülmüş, anıların üstüne beton dökülmüştür…
Işık mı en hızlıdır, ses mi kıyasında; açık farkla galip gelir o anda, hiç hesapta yokken acı…
Acı hızlıdır acı…
Yaşananlar bir çırpıda, dirhem dirhem koparır etini…
Ama ne çare; gurur engel olur…
Giyilen sahte mutluluk elbisesinin düğmeleridir tebessüm…
Boğazın düğümlenir…
Soğuk bir merhabadır dildeki…
Ama öpmek, içine çekmek istersin dudaklarından hasretini…
"Devam etseydik, tüketseydik bu kadar güzel olur muydu" gözlerinde birikir...
“Neden yok ettik birbirimizi” ağzına gelir…
Susarsın, öfken hükmen mağlup olur sevdana…
Üşürsün…
Çok üşürsün…
Gidene, kalana, mizahı olmayan haline üşürsün…
Öyle ki…
"Karda donmak üzeresin(dir)…
Uyumak tatlı geliyor(dur) ama…
Sen öldüğünün farkında değilsin(dir)" *



Z.K.Ç.

27 Aralık 2009 Pazar

özlemin


önce dişlerimi sıktım, ellerimi avuşturdum; anladım geliyor.. ne yaptımsa gitmiyor, inat ediyor.. odanın içinde bi oyana bi buyana dolandım, bir bardak su içtim, en sevdiğim çikolataya sarıldım ama olmadı, boğuştum onunla.. olmadı..
en sonunda yenik düştüm!
özlemin geldi, sindi içime dün gece.. en güzelinden, en hasretliğinden..
içime doldu taştı,
dün gece özlemin geldi, gözlerin düştü hatrıma..
beni uyutmadı..

23 Aralık 2009 Çarşamba

Yar, benden uzaklarda


Sureti kalptedir; bekler, yad ederim


Gönlüm hep tuzaklarda


'Sever' deyip,yalana tamah ederim


Yasemin GÖKSU
:)

ben de herkes gibi gülümeyince daha da güzel oluyorum,
ben gittikçe güzelleşmek istiyorum
biliyor musun?

20 Aralık 2009 Pazar

tam bir sene olmuş! ne acı


dün gece öyle ansızın aklıma düşmen sebepsiz değilmiş meğer, yastığımı ıslatıncaya kadar gözyaşı dökmem, hıçkrıklara boğulmam, saatlerce resmine bakmam..
tam bir sene olmuş, koskoca bir yıl, hani bekleyenler için vaktin uzun olanlarından..
tam bir sene önceydi, bugunki kadar rüzgar yoktu ama yağmurluydu aynen.. benim dersanem vardı dersim 17:30 da bitiyordu, seninde işlerin vardı anca gelebilmiştin, siyah pantolunum, kırmızı tuniğim, kırmızılı grili siyahlı eşarbım vardı üzerimde, en güzel kokumuda sürmüştüm, sen severdin, bizimkisi ne idi bilmiyorum, arada bir görüşürdük kıyamazdın hayır diyemezdin, bazen özledim der gelirdin..
benim sana hediye aldığım kığılıdan lila rengi kazağını giymiştin, görünce dahada bi heyecanlandırmıştı beni.. 15 km sonra ordayım demiştin, terminal de buluştuk, sen gelene kadar ben iyice ısıtmıştım arabayı, şimdi arabamın sağ tarafına kimseleri oturtmak istemiyorum ya, yanıma oturmuştun, üşümüştün, yağmur hızlı hızlı yağıyordu hala..bi yerlerde oturmak benim içimden gelmemişti yinede sana teklif ettim , sende istemedin, arabada oturduk, bi süre konuşmadık bile..
yanılmıyorsamda 2 aydır görmüyorduk birbirmizi.. nasılda özlemiştim seni.. sende özlemiştin hssediyordum.. eğer bir daha görüşmeyeceğimizi bilseydim hiç bırakmazdım ellerini, hiç indirmezdim arabamdan, konuştuk, ben konuştum sen dinledin, sen konuştun ben..
o gün kaç kez söyledim seni sevdigimi sen saymışmıydın acaba?
saat nasılda hızlı ilerliyordu öyle yanımdayken sen..neler vermezdim gitmemen için, hiç doyamazdım ki sana, yine iki sevgili gibi ayrıldık, ama sevgili değildik!
görüşürüz canım dedin, sonra sende saşırdın buna? zaten ağlamıştım yanımdayken, sen yanımdan ayrılırken otobüse binerkende yerinde durmadı gözyaşlarım..
öylece beni bırakıp gittin, ardından bakakaldım.. ve ben hala seni bir daha görmüyeceğimi bilmiyordum.. sende bilmiyordun belkide..
son sarılışımızdı..
daha varmadan evime ' sen herşeyin en iyisine layıksın' diye bir mesaj göndemirştin ve bu beni dahada ağlatmıştı.. hala o günki gibi hatta daha da çok seviyorum seni, yokluğun daha da alevlendirdi bendeki SEN i..
bir kuş olsam şimdi, uçsam gelsem yanına, omzuna konsam.. alsan beni avuçlarına sevsen.. ısıtsan donan yüreğimi..
nerdesin acaba şimdi? kimlerlesin? mutlu musun?
tam bir sene önceydi, tamda bugunki gibiydi, hava yağmurluydu, beni bugunki gibi korkutmuyordu gök gürültüsü, yanımda sevdiğim adam vardı..gözlerimin içi gülüyordu, yüreğim sımsıcaktı..


Aramadın ah aylardır göremedim hergün yandım
Yüreğime binbir sancı neredesin hasret kaldım

dün gece resmini öptümde yattım!

şu an resmin karşımda, gözyaşım gözümde..
seni çok özledim..
hayaller avutmuyor, dindirmiyor bir zerre kadar bile özlemini,
vuslatı bekliyor aciz gönlüm,
yinede heyecanlanıyor ismini duyunca, kokunu duymaya çalışınca..
düşünme düşüncesinde bile seni, titriyor kalbim, ellerim bedenim..
uzun zamandır misafir olarak gelmemiştim hayallerime ya geldin şimdi tam geldin, uykusu yok gözlerimin, elimde telefonum son sese acık belki duyamam diye, gizli numaralar iptal, olurda gizliden ararsın diye..
beklenen gelir ben biliyorum, sabreden kazanır, erer muradına..
ama hayırlıysan gel bana, yine üzeceksen, gideceksen gelme..

19 Aralık 2009 Cumartesi

bende mutlu olmak istiyorum, bende çok mutlu olmak istiyorum


başka başka kapılar arıyorum, sıcacık huzur dolu odalara acılan kapılar.. beni kendimeden alıp alıp uzaklara götürecek kapılar.. bedenimin güçsüzleşletiğini hissediyorum, bardaktaki suyu kana kana içeçek dermanı bulamıyorum kendimde.. hep olması gerektiği için yaşıyorum.. yaşamak için yani..
kendim için değil..
güneş doğar mı, bu karanlık geceler biter mi?

18 Aralık 2009 Cuma

kırmızı gül demet demet...


sahi bu günlerde gececek mi?
kırılan umutlarım, günden güne yitip giden hayallerim..
yaşlı gözlerim, ıslak mendillerim..
bunlarda geçeçek mi sahi?
ben anladım seni istemiyorum, içimi cızlatmıyorsun, nefret hiç etmemiştim ya sana yine öyle, rabbime şükürler ediyorum, hani ağlardım ya geceleri senin için bu gecede yoksun diye, ağlamıyorum artık, sevinebilirsin!
ama yinede mutlu değilim.

13 Aralık 2009 Pazar

garip

hani sevdiklerinden 3-5 gün uzakta kalıpta of layan puf layan insanlar varya, onları görünce üzülüyorum kendi adıma ve onların adına, kendi adıma malum; uzun zamandır göremediğim ve hasretini çokça cektiğim insan-lar var bunun için üzülüyorum, onların adına ise oflamaktan ziyade sükredemedikleri için üzülüyorum, ebedi ayrı değillerki, nasılsa 3-5 güne dönecek sevdikleri..

2 Aralık 2009 Çarşamba

hazmedememek!


seni andım bugün ben
ismini söylerken kalbim titriyor,
üşüyorum seni hayal ederken,
ben hep öyle kalmayı dilerdim hayattan;
ikimiz için cennetten bir köşe olan diğerleri için ise hiçbirşey ifade etmeyen,
bir kaç cıplak ağaça ve bir kaç banka sahip kampüsün herhangi bir köşesi olan, hani metroya yakın olan yerde..
ben bugün seni andım, ismini sayıkladım durdum, ama yoktun işte yoktun.. bu kadar basitti aslında, büyüten bendim yokluğunda seni..
ben bügün ikimizi andım, özledim çok özledim
ve özlemeyi hazmedemedim..

1 Aralık 2009 Salı

''kış depresyonu'' mu bende ki?

28 Kasım 2009 Cumartesi

''çok uzak şehirde beklendiğini bilerek''

ben..
ben kendimi iyi hissetmiyorum. sorun bu kez O da değil.
sorun benim.
hiç bir beklentim yokmuş gibi yaşıyorum öylece.
günlerim o kadar hızlı geciyorki şaşırıyorum.
ama baktığımda elle tutulan birşey yapmamışım hiç. normal rutin hayat.
hayattan ümidi kesme değil bunun adı.
bugun bayramın birinci gününydü ve ben eşofmanlarımı giydim her zamanki gibi, evden dışarıda hiç çıkmadım, sadece bana msj gönderenleri cvpladım yada beni arayanları actım, ekstra kimseyi aramadım.
bişey in olmasını bekliyorum acaba? o kadar karışıkki bu, duygularımı ifade ederken bile hissediyorum bunu kendimde o kadar yani.
kendimle başbaşa kalmayı sevmeyen biriyim zaten ama bilmiyorum tanımı yapabilsem keşke, bilebilsem problemi ve çözebilsem..
ama şunu biliyorum gerçekten sorunum, her zamanki şey değil (çok şükür)!!

üniveristeden bir arkadasım nişanlısını kaybetmişti 6 ay önce falan, facebook a da bu bayramda yoksun yazmış. çok duygulandım. Rabbim korusun sevdiklerimizi inş. çok zor bir durum :(

Rabbim kimseyi manevi bir boşluktada bırakmasın..

26 Kasım 2009 Perşembe

24 Kasım 2009 Salı

24 kasım 2007





yine bi 24 kasımdı, ama yıl 2007!
benim ilk öğretmenler günüm..
yalnız değildim.
yağmur çiseliyordu.
hava soğuk değildi o kadar yada bize öyle geliyordu bilmiyorum.
notun hala durur diğerlernin yanında; el yazın ve imzan.

23 Kasım 2009 Pazartesi

z o r

zor geliyor artık
her gün sensiz uyanmak,
sesini bile duymadan uykuya dalmak..
bi lokma ekmeği sensiz yemek,
mis gibi çayı sensiz yudumlamak..
hep umud edip,yine kahrolmak yine..
hayallerinle avunmak,
sadece rüyalarda seninle buluşmak..
bana zor geliyor artık;çok zor!

22 Kasım 2009 Pazar

?

yetmedi mi içimde mayalanıp durduğun?

21 Kasım 2009 Cumartesi

böyle durup dururken


bir gün kapına gelsem...

Beni çağırdığını bir defa duyabilsem
Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem
Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem
Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum



................................................
Sen gelinceye kadar

Pencerem kapalı duracak

Rüzgar gelmesin diye

Artık perdeleri açmayacağım

Gün ışığı girmesin diye

Sonra kahrolacağım

Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta

Ve günlerce gecelerce haykıracağım

Nerdesin diye, Nerdesin?



Bir gün bu kapıdan sen gireceksin

Biliyorum

Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek

Yıllarca sonra

Öldüğüm gün bile gelsen

Bütün bu bekleyişimi ve öldüğümü unutup

Çocuklar gibi sevineceğim

Kalkıp sarılacağım ellerine

Uzun uzun ağlıyacağım


~~ümit yaşar oğuzcan

19 Kasım 2009 Perşembe

küçüktüm;
en sevdiğim oyuncağımı bile bile ellerimle kırdım.
şimdi büyüdüm.
çok büyüdüm.

yaram

elim kolum gibi, gözüm gibi bişey, olmasa eksikliği çok.. Sen gibide değil, vefalı o ; arada bi kendini hatırlatıyor hiç değilse. evet işte tam orda yüreğimin üstünde, senin suretinde.. bazen kabuk bağlayan bazende kanayıp canımı acıtan ama hep yanıbaşımda olan..

işte böyle birşey


güneş batmak üzeredir, ve içinde soğuk rüzgarlar esmeye başlar bile, ama sen yinede dayanamaz masmavi denize sırtını döner, inadına gülümseyerek poz verirsin fotograf makinasına..

18 Kasım 2009 Çarşamba

mutluluğun resmi


huzur dolu içim, kıpır kıpır..
arkadaşlarımla dolu dolu günler geçiriyorum yeniden!
geziyorum tozuyorum yiyorum içiyorum :))
hamd olsun mutluyum :))

16 Kasım 2009 Pazartesi

kızımız olucaktı ve adını Melek koyucaktık..

sabret demiştin bana, hayat zordur, zorluklara göğüs ger ve yılma.. ve ne olursa olsun mutlu ol!.. sana gülmek çok yakışıyor demiştin.. sakın ağlama..kimselere kendini üzdürme..
şu kısacık ömrümde 'hayat' seni bir daha bana vermeyebilir, ne yazıkki buna hazırım artık, umutlarım mı tükeniyor bilmiyorum ama kendimi hazırladım, başkalarına canım diyecek olmana, cocuklarımın babası olmuyacak olmana..seninle yaşlanamıycak olmama, sacındaki ilk beyaz ı göremeyecek olmama hazırladım kendimi..
geri kalan ömrümüde şimdi olduğu gibi sensiz yaşayacak olsamda ben senin için hep tebessüm edeceğim hayata, sadece senin için asla üzülmeyeceğim..
hüzünlü şarkılarda sen geliyordun ya aklıma şimdi bir kuş sesi bile seni anımsatıyor; ama olsun canımı acıtmıyor..

14 Kasım 2009 Cumartesi

seni özledim...


Canım Aşkım söyler misin ben seni nasıl sevmiyeyim..
hayatımın bu taze baharında sen olgunlaştırdın beni,
sabretmeyi.. ki sabırsızım tekiydim ben önceleri..öylece elim kolum bağlı hiç bişey yapamadan sessizce durmayı, beklemeyi sen öğrettin bana..
hala ama hala ümid edebilmeyi sevgilim..

hayat o kadar boş geliyorki bana şimdi sevgilim bomboş, anlamsız, keyifsiz..

ve bu nedir Rabbimin bana lutfu mudur bilmiyorum sevgilim, sen cıkıyorsun her yere..

ben bu gece, tamda bu saatte seni çok ama çok sevdiğimi bi kez daha anladım sevgilim, sen bilmesende, duymasanda içimdeki feryatları ben yine haykırıyorum bitanem..
seni çok ama çok seviyorum...


Uykuların kaçar geceleri

Bir türlü sabah olmayı bilmez

Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya

Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında

Ne çarşaf halden anlar, ne yastık

Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık

Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın

Onun unutamadığın hayali

Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine

Sevmek neymiş birgün anlarsın

12 Kasım 2009 Perşembe


bu gece bir başka güzel yağıyor sanki yağmur. az önce perdeyi araladım sokak lambasından baktım yağmura inceden inceye.. istiyor yağmayı ama naz yapıyor gibi.. gönlüm gibi..
gönlüm de öyle, nazlı!.. mutlu olması için çok nedeni var ama daha fazlasını istiyor gibi..
nazlanma artık gönlüm, kime bu naz bana mı yoksa? başkasına olsada duyuramazsınki sesini, anlatamazsın derdini, hiç yorma kendini, bırak nazlanmayıda mutlu olalım artık, kanatlarını bağladığın kelebekleri açıver yeniden, uçsun içimde..
yetmedimi bu kadar üzüntü, gözyaşı, hüzün,keder..
hadi gönlüm..

yüreğim rüzgarı unutlmuş bir gemi..

laptobum gibiyim; Beklemeye aldım kendimi
canlanabilmem içinse bir GÜCE ihtiyacım var!..

11 Kasım 2009 Çarşamba

özlenen ve özleyen

bir özlenen bir de özleyen varmış,
özlenen hiç gelmezken özleyen gün geçtikçe kahroluyormuş...
yıllar geçmiş, hala özlenenden haber çıkmamış.
bu hasrete dayanamayan özleyen çaresizmiş ve bir gün özleyen ölmüş..
ama hala özlenenden haber yokmuş, meğer özlenen, özleyenden ayrıldığı gün ölmüş :(


bir arkadaşımın annesi gönderdi bu msjı bana, cok duygu yüklü ama

10 Kasım 2009 Salı

değdi saçlarıma bahar gülleri
nazende sevgilim yâdıma düştün
sevenin bahtına bir güzel düşer
sen de tek sevgilim aklıma düştün
nazende sevgilim yâdıma düştün


gece gece bu yapılmaz yani bana, kaç oldu üstüste dinlediğim bu şarkıyı??

özellikle nalan altınörs ten..

9 Kasım 2009 Pazartesi

bunları istedim sadece; seni..



yeni doğan günü seninle karşılamaktı, nur yüzüne bakarak uyanmaktı.. hiç kimsede görmedeğim eşsiz enejini ellerime alarak başlamaktı..

iki yumurta rafadan hemde, beyaz peynir ve kokulu çay.. tatil günleri uzunca, keyfini çıkara çıkara ama iş zamanı acele tarafından bir kahvaltı yapmaktı, karşımda sen!..

sonra bi masum bi öpücük kondurarak yanağına yolcu etmekti seni..

sonra evimizi derleyip toplamaktı, sen kokan kıyafetlerini ütülemekti, yastığına düşmüş saç teline bile kıyamayıp atamamaktı, huzur dolu evimize geleceğin vakti iple çekmekti, sabırsızlıkla, canın ne istediyse onu yapmaktı akşam için yemeğe, bugun ne yapayım canım, canın ne istiyor diye aramaktı seni..

işten gelene kadar seni özlemekti, geleceğini bile bile özlemekti.. hemde çok!..
işte; Canım ın gelmesine bir saat kalmış, deyip heyecanımı zirvelerde yaşamaktı..
sonra kapı çalacaktı, en güzel ve en içten tebessümümle karşılamaktı seni, kollarını açıp sarılmandı..

sonra yemeğimizi yiyip, orta kahvelerimizi içmekti karşılıklı..
ben bir yandan çayımızı demleyip, bulaşıklarımızı yıkarken senin dinlenmendi..
çayımızda demlendi işte, o güzel sesinle muhabbet etmekti..
sonra yine seninle uyumaktı,huzur dolu.. yine seninle uyanıcagımı bilerek.. dalmaktı rüyalara..

ben sadece bunları istedim seninle, bana verilern sunulan hayatımı seninle yaşamak istedim.. başka hiçbirşey istemedim..

hiç yemesem, içmesem aç kalmam ben sen benimlesin ya, varsın evimizin çatısı her yağmurda aksın sen varsın ya yanımda.. kimseler üzemez beni, kıramaz..
varsın arabamız olmasın seninle el ele gideceğim ya her yere..
inan hiçbir şeyim olmasın sevdigim ama sen ol, zaten dünyalar benim olur..




''razıyım yapayalnız tükensin yıllarım ama yerine sevemem''

8 Kasım 2009 Pazar

bulanık

ne zaman bambaşka olur herşey? yada sadece bişey?
bak kış geldi, sobalar kuruldu, odun kömür, hava kirliliği!
sonra bizim alt komşunun bebeği doğdu, arkadaşım arabasını sattı,
ben naptım?

benim araba öyle kapıda duruyo, bebeğimde olmadı, sobada kurmadık!

gercekten o kadar cok merak ediyorum ki beni nelerin beklediğini, hemde nasıl?
o zaman zevkli olmazmıydı, hayatta başımıza nelerin geleceğini bilseydik hoş olur muyduki, yok ya olmazdı..

böylesi iyi ama bazen ağlayarak, bazen mutlulukla bazende öyle anlazmsızca beklemek daha güzel, daha keyifli!

bugünüde böyle bitirdim, işte bi gün daha yaklaştım...

:)

bugün pazar.

6 Kasım 2009 Cuma

geldi

denizliden döndüm, gayet keyifli ama aynı düşünce toplulukları eşliğinde bir gezi oldu benim için, yani aman aman kafamı dağıttı diyemiyorum malesef..

teraspark, forum ve bilimum alışveriş merkezlerini gezdik kuzenim ve kızı ile birlikte, ilk gün çok yağmurluydu ama diger günler güzeldi hava.. hıı denizliye gittiğim günde izmir deydik, ablamlarla birlikte neyse izmir bahsini hiç acmıycam, şu an iyiyim!

eve geldim annem ve babam bugun sabah ist gittiler! yani denizli den sonra evde kardeşimle birlikteyiz, bu benim için iyi bi durum acıkcası, arkdasımı cagırdım hemen yarın ikindi cayına bayadır görüşemiyoruz..

özetle caycımı koydum yanıma, demledim miss gibi cayımı bi tv bi net bi cay.. ohh.. insan bazen anlamasız ve ufak şeylerlede keyifli ve bi o kadarada mutlu olabiliyo gercektende!!

3 Kasım 2009 Salı

muhtacm ellerine ama tutamıyorumki lanet olsun YOKSUN

Bazen bir damla yaş oluyorsun bende gözlerimden akıveren
Bazen ismini duyunca tebessüm yüzümde
Bazen de kocaman bi özlem ama bu sadece hıçkıra hıçkıra ağlama hissi uyandırıyot bende.. ne yapsam geçmiyor..
Kokunu duymak istiyorum, ellerini ısıtmak!..

denizli

SEN hiç sıkılmıyor musun? her gittiğim yere geliyorsun...

2 Kasım 2009 Pazartesi

Kasım

Kasım da geldi..

daha dün gibi içimi ısıtan güneşin altında, denizdeki dalgalarla boğuşuyoduk oysa! güneşleniyoduk, bronzlaşıyoduk!

sabah yürüyüşünden sonra bahçede kahvaltı yapıyoduk, öğlen bi şekerleme, öğleden sonra denize gidiyoduk, adımı bile unutmuştum ben o zaman.. hiçbişey düşünmüyodum..
bazı akşamlar çeşmeye gidiyorduk, damla sakızlı dondurma yiyiyorduk hani, süt mısır alıyoduk! bu kadar cabuk nasıl ilerliyor saatler..

31 Ekim 2009 Cumartesi

yıllar sonra karşına çıkarsam şaşırır mısın, ilk görüşte hatırlar mısın, aşkım yıllar sonra.....

telefon hafızalarının bu kadar geniş olmadığı zamanda, en özel gelen msjları bile silmek zorunda kalırdık, hafıza darlığından.

ama durup durup okunurdu o gelen msjlar gariptirki, msj bekliyor yazısını telefonda görünce mecburen silmek gerekirdi. maziye gömülmesin diyede silmeden önce gelen tarih ve saati ile birlikte bir ajandaya yazılırdı, bakıp bakıp içlenerek okunan msjlar..

işte bende böyle silnip gitmesin msjlarım kaybolmasın diye yazmışım bi kağıda 10 kadar msjı. bugun eski kitap dergi vs lere bakarken buldum. sevinerek veya üzülerek- hüzünlenerek okudugum o msjlar beni hiç etkilemedi bugun okurken?

peki ben ne yaptımda -bu kadar cabuk- unutabildim? bilmiyorum..

ne olmuştu o zaman bana?

peki o zaman olan şey bugun de olur mu? sahi olur mu?

kara bulutlar..


dondum!

artık havalar normale döndü, kışın ortasında bahar geride kaldı.. patiklerimi ve 4-5 sene önce collezione dan aldığım ve kış aylarında neredeyse hiç sırtımdan cıkarmadığım, gözüm gibi baktığım polar hırkamıda giydim!

bu havalarda önceden yani evimiz sobalıyken bunu sanıyorum ilkokul 3 yada 4 e giderken yapıyorduk en son, sobayı yakardık, üzerinede ibirik-(güyüm yada herneyse şimdilerde sanıyorum yok o) koyardık , ibirikteki su kaynamaya ve tıss diye bir ses cıkarmaya başlardı, o ses eşliğinde çayımızı yudumlardık, ne güzel olurdu. şimdilerde malesef bunu yapamıyoruz, klimanın sesi eşlik ediyor pufff diye!





fotografıda evin çatısından çektim, yağmur yağdı yağacak!

30 Ekim 2009 Cuma

inan değişmez yerin bende aynı (mühür)

dün özel ders vermeye başladım, geometri ve mat2. dün ve bugün birer saat gittim! hiç yoktan iyidir :)
haftada 2 saat alıcak öss öğrencisi olduğu için haziran a kadar Allah nasip ederse :)
öğrencimin annesi evleninin bahçesinden çok hoş bir demek çiçek toplamış bana, bahçelerine çok iyi bakmışlar..

annem hergün gece yatmadan kızım inş rüyasında görsün diye niyetlenip yatıyomuş benim için, benim haberim yoktu tabi, bende malum içim dışım dolu ya, kimi göreceğim!!!

ama diretmiyorum eskisi kadar dedim ya hazırladım kendimi diye, ara sıra fire versemde olucak zamanla..

annem babam amcam ve yengem ctesi akşam demirciye gitmeyi düşünüyorlar bende arkadaşarımdan birini cagırayım diyorum, dagıtırız biraz..

ama gececek biliyorum,

yenildim, bunu söylemesi bile kırıyor beni!

28 Ekim 2009 Çarşamba

bizim gizli bahçemiz

her bir saniye sana dokunabilecekmişim gibi, ama her dokunmak isteyişimde ne kadar uzakta olduğunun farkına varıyorum.. Sana yaklaşmanın sıcacık tadı burada olmadığın gerçeğinin yarattığı derin acıyla bir arada...


Nermin Bezmen

Mutluluk ;)



taptaza kasımpatı...


ve




en sevdiğim yoğurtlu çilekli çikolata...

27 Ekim 2009 Salı

ülker çubuk kraker

bir yandan ülker çubuk krakerimi yiyorum bi yandanda yazıyorum şimdi bunları. çok uzun zamandır içinde bulunduğumdan - ki blunduğum durumun adını bile yazmıyorum artık dikkatleri çekerim- sıyrıldım çok şükür, en azından böyle bir karar aldım ve uygulamaya koyuldum, başarılıyımda oldukça!

denizliye gidicem demişim ama gidemedim inş haftaya ptesi..

bu arada ales sınavına çok az kaldı ama ben türkçe sorularında ne yazıkkı başarılı değilim çok sıkılıyorum çözerken napıcam bilmiyorum.. inş fazla yanlışım cıkmaz sınavda..hımm sınav demişken, o gün babam ist a gidecekti senide götüreyim dedi ama malesef sınavım var dedim, o yüzden kardeşimi götürücek nasipse..

neyse şimdilik bu kadar...

26 Ekim 2009 Pazartesi


Sana sımsıkı sarılmak istiyordum... Ah bir görsem, bitirsem içimdeki özlemini bu kadar zor gelmeyecekti senden, sevginden vazgeçmek... Nasıl olsa alışkınım ya seni görmemeye, galiba böyle de başarabilirim...

"Ama eğer hissedersen hayatından çekildiğimi bana sana geri dönmemem için şans dile... "
Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen, tek yapabildiğim yazmak olduğundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere, seni beynimde, içimde bitirerek yazıyorum, yada bitirmek isteyerek... Ne kadar sürer bilmiyorum ama ben senden, sevginden vazgeçmek istiyorum.
Yine senden habersiz...Ben seni severken de senden habersiz sevmiştim. Belki de kendimden bile habersiz...
Dünyaları etrafında döndürmek isteyen bir kalbi bilerek isteyemezdim. Kendimden ve senden habersiz "bir tanemmm" olmuştun sen...Öyle ya; Sen bir taneydin; Eşin benzerin yoktu yeryüzünde, Yoktu Sen Kadar
Güzel Güleni, Sen BAL'ımdın!
Yaşanmamış ve yaşamamış olsam bile Sen Özel'din... Aşk Özel'di....
"Yağmurda Aşk Başkadır" diyenlere gülüyordum ama bende yağmurda üşüyen
ellerini severek başladım seni sevmeye...Aralık'tı... İstiklal'e hiç o kadar güzel yağmur yağmazdı....
Önce aldırmadım seninle güzelleşen her şeye...Sonra tüm parfümeri dükkanlarını aşındırıp kokunu ararken anladım seni deliler gibi özlediğimi...
Ne kadar gerçeksen o kadar yalandın... Ve ben her seferinde en
baştan başladım...Yeniden bir sondayım ama bu kez yeniden başlayacak gücüm yok... Ben senden vazgeçmek istiyorum!
Herkes gibi biri olmanı yada hiç kimse olmanı istiyorum...Sesini
duymak için telefonlara sarılmaktan vazgeçmek, ismini duyduğumda içimin titreyip,gözlerimin dolmasından kurtulmak istiyorum...Senin benim için herhangi biri olman ne kadar zor bir bilsen...Zaten kolay olan ne vardı ki benim için;Sanki seni öldürmemle sevmem ararsında hiçbir fark yoktu....Ve ben hep sevgim yüzünden cezalıydım...Hiç sonu olmayan bir yolda seninle yürümek,yeni çıkan filmleri birlikte izlemek, saatlerce sana sarılı kalmak,sadece ama sadece bir kez olsun sana sarılıp uyumak, bir sabah gözlerimi açtığımda yanımda seni bulmak isterken, sen sevgimle utanmamı sağladığın için galiba gerçekten "bir taneydin"!
İşte bu yüzden imkansızlığına hep inandım!
Ben yalnız kalıp seni düşünmeyi deli gibi sever olduğumda, sen benim her şeyim olduğunda ben senin için hiç yoktum...Bu yüzden yalnızlıklarım, ağlamalarım, özlemlerim canını hiç acıtmadı.Benim tarafımdan sevilmek belki de hayatında önemseyeceğin en son şeydi...
Keşke kendi dünyamda bir zamanlar seni sevgimden hiç bahsetmeseydim
Sen beni hiç sevmedin!
Ben Seni Seviyorum dediğimde Seni Seviyordum!
Ben Seni Özlüyorum dediğimde Seni Özlüyordum.
Ben Senin İçin Ölürüm Dediğimde ben senin özleminden zaten ölüyordum...
Ve Ben Şimdi Senin Hayatından Gidiyorum!
Ne zaman Aralık'ta bir yağmur yağsa, ben İstiklal'de ıslanıyor olacağım,Ne zaman bir parfümeriye girsem hala kokunu arıyor olacağım, Ne zaman bir havuz görsem, kenarında oturup seni bekliyor olacağım demiştim... Başaramadım...
Ben Kaybettim...
Sen Kazandın!
Artık sesimi duymayacaksın...
Sana sımsıkı sarılmak istiyordum, kokunu içime yıllarca bana yetecek kadar çekerek, sana sımsıkı sarılmak istiyordum.... Gelmedin!
Gelsen yapabilir miydim bilmiyorum...Ben artık gidiyorum Bal'ım...
Eğer hayatından çekildiğimi hissedersen, bana sana geri dönmemem ve seni yeniden deliler gibi sevmemem için şans dile...
Ve Lütfen, Aralık'ta yağmur yağdığında İstiklal'e gelme....



mehmet coşkundeniz

gidiyorum inş

Yarın denizli ye gidiyorum!

25 Ekim 2009 Pazar

'akşam vakti sardı yine hüzünler
kalbim yangın yeri
gel kurtar beni senden'

dilediğin kadar acıt canımı

sis inmiş bugün dağlara, yağmur yağıyor uzaklara belli ki. birazdan buralarada yağar, mis gibi toprak kokusu, penceremi araladım şimdiden, kokuyu içime çekmek için.. belki sen gelirsin diye almış olduğum ve kıyıpta kullanamadığım kalpli kesme şeker ile tatlandırdığım karanfil kokulu çayım elimde, sıcacık! 'Aşk İçin Ölmeli' çalıyor radyoda, karşımda resmin; nasılda güzel gülümsemişsin, cayımdanda sıcak!

24 Ekim 2009 Cumartesi

bir kere o güzel gölgeni görsem,bir kere o güzel yüzünü görsem, ağlasam, inlesem sonrada ....

hani bazen olur ya insana; uzaklaşmak gitmek ister bulunduğu yerden.. işte öyleyim şimdi, bedenim kimseyi çekemiyor, ruhum senin yanından olmak istiyor.. sadece seni koklamak, seni duymak, seni görmek, seni hissetmek istiyorum.. başka hiçbirşeye dokunmamak, senden başka!
özleminin içimi en fazla kanattığı anlardan birindeyim şimdi, yüreğim titriyor sensizlikten, ellerim bir tek ellerini istiyor!
şimdi seninle en güzel aşk filmini izlemek istiyorum, yanyana omuz omuza,
en güzel aşk şarkısında sarmaş dolaş dans etmek istiyorum.. 'sessizce kimsesizce gönderdim dudaklarımı öpme al yeter' bunu yeniden fısıldamanı istiyorum kulağıma..
aldığım hırka ısıtıyormu seni hala, hırkasız çıkma sokağa, hasta olma şimdi bakamazsın sen kendine, dikkat et olur mu? havalara belli olmuyor, bendeki havalarada!

22 Ekim 2009 Perşembe

söyle yar kim daha çok seviyor?

hayat bu!
ne zaman ne olacağı bilinmiyor?

21 Ekim 2009 Çarşamba

yüzün hep gülsün..

SEN BENİM EN KIYMETLİMSİN
SEVMEKLE BİTMEYENİMSİN...

bunu bil!!


demiştimya hep hayırlısı olsun diye, galiba en hayırlısı oldu, ben mutluyum, gerçekten çok mutluyum..

u-nu-ta-ma


boğazında düğümlenen hıçkırık olayım
unutma beni, unutama beni
gözünden damlayamayan gözyaşın olayım
unutma beni, unutama beni
gölgen gibi adım adım
her solukta benim adım
ben nasılki unutmadım
sende unutma beni, unutama beni...

bitmek bilmez kapkaranlık geceler boyunca
unutma beni, unutama beni
ayrılığın acısını kalbinde duyunca
unutma beni, unutma beni..
sevişirken öpüşürken yapayalnız dolaşırken
unutmaya çalışırken unutama beni,unutama beni...

20 Ekim 2009 Salı

birgün umudun kırılır!



bursa-tokat caddeleri kesişimindeki evimizden bazı akşamüstleri çıkar, evimizin yakınındaki yıldız büfeden kapiçinolu brovnilerimizi, mevya suyu ve colalarımızı alır, huzur dolu o caddede yürürdük, fizik tedavin merkezinin oraya kadar,
ve oraya kaldırıma otururduk, başımızda kavak yelleri..
sen mevya suyu içerdin, tellerin vardıya!bense içimi ferahlatması için buz gibi kola..

hiçte mi canımızı sıkan birşey yoktu o zamanlar bilmiyorum, gözlerimin ta içine kadar işlemişti mutluluğumuz..-ah lamadan, -of lamadan muhabbet ederdik, hiç şikayet etmeden hayata, haba kararmaya yakın evin yolunu tutardık yine.. ama evimizin karsısındaki herkese bllandıra ballandıra anlattığımız oysaki çok az bi metrekareye sahip parkımızdada oturmadan eve gitmezdik...

ne günlerdi..
ne olduda değiştik böyle? daha çok hüzünlerimiz ağır basar oldu? kim, ne değiştridi bizi böyle?
sadece hayat demek haksızlık olur değil mi? bizdende kaynaklanıyor galiba, isteklerimizin değişmesinden bakış acımızın farklılaşmasından...

dönebilsek keşke, hep küçük kalsak, ve sdc dizimizdeki yara acıtsa canımızı...

18 Ekim 2009 Pazar

Piraye

Piraye!!

beni ağlattın, benimde -inş- oğlumun bendeki ismi hazırdı çünkü!!!

17 Ekim 2009 Cumartesi

yağmur


yağmur nasılda hızla yağıyor! radyoda slowturk.. götürmüş yine bizi uçsuz bucaksız yerlere, seninle.gel desen yağmura aldırmadan gelirdim oysa, ne gel dedin ne de git, git desen giderdim çünkü biliyorum. öylece sessizce gittin, ağzını açmadan, son kez sarılmadan..

dilek tuttum bu şarkı bize gelsin, bana ve içimdeki sana;

Yalın- bi tek sen eksiksin!!!

:) bi insanı mutlu etmek bu kadar mı kolay oluyo, kimbilir?

16 Ekim 2009 Cuma

çektiğim sigara birde sen varsın içimde!

yağmur damlalarına bulanmış mutfak camımdan bakınıyorum, karşımda üzeri kara bulutlarla örtülü Spil.. dağ inat ediyor ama bulutlar kararlı terkediyorlar onu hızla.. içime içime geliyor kara bulutlar tamda tüm hüzünlerimden sıyrılıyorum demişken..
hafiften bir rüzgar, çiseleyen yağmur, ben ve içimdeki sen!
bak şimdi güneş çıktı haber vermeden, ardından insanı heyecanladıran bi gökkuşağı, hani çocukkken yakalamaya çalıştığımız..
sende çıkıp gelir misin güneş gibi aniden, hani hiç ummadığım bi anda..güneşim olur musun sahi yeniden?

14 Ekim 2009 Çarşamba

sanki...

üzülmüyorum, ağlamıyorum.. hiç acıkmıyorum, susamıyorum; Senin yanındayken.. nefes almadan yaşıyacakmışım gibi...

12 Ekim 2009 Pazartesi

geçti, gitti şükürrr


o zor günler sola günler eskidendi geçti

o zaman aşık olduğum rüzgarlar esti geçti


bu şarkıyı ben hiç baştan sona dinlemedim dersem yalan olmaz heralde, trafiğin yoğun olduğu saatlerde radyoda çalsa bile bi şekilde direksiyon başında değiştirmişimdir yani o derece! hiç çekici gelmemişti bana..

niyeyse dinleyesim geldi, pozitif enerji verdi bana, artık dilime takıcam bu şarkıyı :) iyi olmak için, yada düzelteyim zaten iyiyim daha iyi olmak için..

sabah 5 buçukta uyuyabildim geceleri uyuyamıyorum bi pasiflara alsam iyi olucak belki iyi gelicek galiba!


neyse ben kaçtım çalışan kız moduna girim ALES çalışıcam!!!

SİLEMİYORSAN KARALA!!

mı? ha ha çok komik!

hatırlanası bir gün

hatırlar mısın?
otogarda bekletmiştim seni biraz, 5-10 dakika kadar, keşke bekletmeseymişim, seninle geçirdiğim vakitlere eklerdim..gri eteğim, siyah hırkam vardı üzerimde, senin ise koyu kahve pantalon üzerinde krem bir hırka.. sarılmıştık sımsıkı,oysaki daha 3 gün önce görüşmüştük, 3 gün önce..G.. kebapta yemeğimizi yedik, ben yiyeymemiştim, seni görünce doyuyordum çünkü herşeyi unutuyordum.. yemeğimide ellerimle sana yedirmiştim.. sonra namaz kılmak için bir cami aramıştık, bilmediğimiz o sokaklarda.. gözümemi öyle gelmişti ama en güzel camiyi bulmuştuk, sen abdestini tazeledin,her ikimizde bizim için uygun olan terlerde kıldık namazımızı, dua ettik? sahi bizim için dua etmişmiydin o zaman?camiden çıktık, sonbahardı, hava akşamları serinliyoru, sinamya gireli dedik ama hiç biride güzel değildi, vazgeçtik..sonra Han a gittik, birer türk kahvesi içtik canlı müzik eşliğinde, ilk o zaman seni mesleğinle bir hayal etmiştim çünkü nabzımı ölçmüştün.. ilk o zaman ölçmüştün..ordan ayrıldık, yine bilmediğimiz sokaklarda yürüdük, ellerimiz sımsıkı, Ayn ı Ali çıktı karşımıza sonra, birer sultan çayı içtik sonra..saat baya ilerliyordu, oysaki bir adım ötene bile gitmek istemiyordum, geçiçi ayrılılara bile tahammülüm yoktu, senin sıcaklığını kokunu, nefesini, ellerini her zaman yanımda hissetmek istiyordum..otobüse binme vakti gelmşti sanırım, ayrılma vakti, hüzün vakti.. otobüse bindim, gözyaşlarımı silmek için çantamdan mendil çıkarıcaktım ki yanıma oturuverdin, beni evime bırakıp öyle gidecektin izmire, keşke yol daha uzun olsaydı dedim kaç kez içimden... göz göze, eleleydik yol boyunca, bizim garajada yaklaşıyorduk, daha bi sıkı tuttuk ellerimizi..evet bu kez gerçekten ayrılma vakti gelmişti, bi daha ne zaman görüşürcez bakışmalrının ve sözleşmelerin ardından ayrıldık..tam msj yazmak için telefonumu elime aldım sana msj yazacaktımki, sen gönderdin.. 'canım seni çok seviyorum'.. bende bende seni çok seviyorum..


kaç 3 gün geçti aradan, kaç sonbahar? bak yine sonbahardayız, yapraklar dökülüyor.. yeni filmler giriyor vizyona, hem bu sefer izmirde gideriz sinemaya, istedigimize gireriz.. sonra yine kahve içeriz, bu sefer falda baktırırz, sevgilim ne dersin? gelir misin? gider miyiz yine?sensizlik sınırım dolmak üzere, sabrım beni terk edip gidecek yakında, senin gibi..sonbaharda baharı yaşat bana.. gel sevgilim.


şimdi uzaklardasın, gönül hicranla doldu
hiç ayrılamam derken, kavuşmak hayal oldu
sevda bahçelerinin, çiçekleri hep soldu
hiç ayrılamam derken, kavuşmak hayal oldu
--gelde bu şarkı ile demlenme şimdi!
10.10.2009

bekle sen!

gideni geri ne getireblir ki?
ettiğim dualar bile getiremedi seni bana,
her gün döktüğüm gözyaşlarımı getirecekti?

12 Eylül 2009 Cumartesi

kolay olan : GİTMEK


şimdi ne kaldı elimde? sadece bir yara.. kapanmayan ve kapanmayacak olan.. sızılarım yüreğimi kanatır oldu şu günlerde,dinmek bilmiyor her gece gözyaşlarım. derdimin en güzeli gel artık..
6 eylül 02:31