Gözyaşım dur düşme gelmeyecek düşünme/ Kes ağlamayı artık bak oldu bana yazık/ Karda zordur yürümek anladım gelmeyecek/ Dünya oldu bana dar neden yağdın söyle kar/ Dünya oldu bana dar bak ne yaptın bana kar

28 Aralık 2009 Pazartesi

Gam Kenarı...

Acının dağlandığı anlar vardır…
Aramaya gerek yok, o gelir bulur…
Beraber gidilen bir lokantanın kapanması bile üzüntüdür…
Veyahut lokantanın yerine dükkânı çiçekçinin tutması…
Gözyaşından çorba olmaz ama…
Dilin, damağın yanar tuzdan…
Soğutamazsın…
Zamansız, kırmızı bir toka çıkar nereye saklanmışsa…
Saçı toplasın diyedir küçük canavarın dişleri…
Ve fakat dağıtıp ısırır, acıyan ne varsa…
Yaşananları…
Yaşanmak için sıraya girmiş ihtimalleri…
Yapılmayanları…
Sadece erkek olduğum için koridor tarafına oturmak durumunda kaldığım, yani gam kenarının yine bana düştüğü, bir otobüs yolculuğumuz olmadı hiç uzaklara…
Sen benim omzumda uyuya kalmadın hareket halindeyken…
Biz durduk…
Durdurduk…
Gidebilirdik oysa…
Kimseden gizlenmemiş, sadece bizi gizleyen bir tatile belki…
Bir akraba düğününde dans etmedik meraklı akbaba bakışları altında mesela…
Çok severdim yatakta kahvaltıyı ama, buna uygun bir tepsimiz bile olmadı…
Alabilirdik… Biraz daha bekleseydik…
Zamanın dövdüğü bir hüzün ustasıyım ben…
Kelimelerim tuğla tuğla...
Her satırbaşında turuncu intihar hissi...
Aklım, dilim, cümlelerim hep geçmişte…
Geçmiş geçmiş de…
Ben geçemiyorum ki…
Bazen duruyorum yürüdüğümüz bir yerde…
Ayaklarımız diyorum, bir ara aynı anda buradaydı…
Beraber bastık bu toprağa…
Sahi var mıdır o günden bugüne kalan bir toprak zerreciği?
Tuhaf tutsaklığımın, her şeyden sen çıkarışımın şahidi kalmış mıdır etrafta?
Bu bardaktan su içmişti…
Bu sandalyede oturmuştu…
Bu bankanın önünde buluşmuştuk ilk kez…
Hiç gözümün önünden gitmiyor, çimlerin üstüne denk gelmiş tavla maçımız…
Elimizde soğumuş kahveler, tadı bizden önce kaçmış kekimiz…
Ve ikimiz de aynı anda mars olduk kıra kıra birbirimizi…
Bir Allah'ın pulu durduramadı bizi...
***
Gidişine türlü anlamlar yükledim…
İstesem kalırdın…
İstesen kalırdın…
Gözyaşımdan düğümler attım açılması zor olsun diye umudun…
Ama sevdim yine de…
Seninle alakalı ne varsa sevmeye devam ettim…
Son buluşmamızı sevdim…
Tam giderken, beni elimden tutup çeken seni sevdim…
Sarılmamızı sevdim…
Arkama dönüp bakamamayı…
Bizim oturduğumuz masada oturan mutlu çifti sevdim nargilecide…
Ne olur hep böyle kalın dedim… Ne olur…
Bir yıldönümü gününde, engel olamadım kendime yoldan döndüm...
Sen olmasan da sana giden yoldaydım, hatta birazdan evinin önünde…
Ağlayarak söndürdüm yeni yasımın mumlarını…
Kutlu olmadı ama!..

***
Biliyorum biz geçtik sevgilim…
Bizden geçti…
Başka hayatların insanlarıyız artık…
Başka umutların…
Başka adam…
Başka kadınların…
Tamam da, silebilir misin yaşadıklarını?
Boyayabilir misin siyahla neşeli günlerimizi?
Çıkarıp yüreğimi, kanımın söndürdüğü ateşlere atabilir misin, yangında ilk kurtarılacakken…
Yıllar sonrasına yatırılmış acılarımız var artık karanlık mahzenlerde…
Beklenmedik bir karşılaşma anında…
Bir havaalanında…
Bir tesadüfler garında...
Bir kafede…
Ya da sinema çıkışında kim bilir..
Birbirine bakan şaşkın gözler…
Belki evlenilmiştir, belki çoluk çocuk duvarı örülmüş, anıların üstüne beton dökülmüştür…
Işık mı en hızlıdır, ses mi kıyasında; açık farkla galip gelir o anda, hiç hesapta yokken acı…
Acı hızlıdır acı…
Yaşananlar bir çırpıda, dirhem dirhem koparır etini…
Ama ne çare; gurur engel olur…
Giyilen sahte mutluluk elbisesinin düğmeleridir tebessüm…
Boğazın düğümlenir…
Soğuk bir merhabadır dildeki…
Ama öpmek, içine çekmek istersin dudaklarından hasretini…
"Devam etseydik, tüketseydik bu kadar güzel olur muydu" gözlerinde birikir...
“Neden yok ettik birbirimizi” ağzına gelir…
Susarsın, öfken hükmen mağlup olur sevdana…
Üşürsün…
Çok üşürsün…
Gidene, kalana, mizahı olmayan haline üşürsün…
Öyle ki…
"Karda donmak üzeresin(dir)…
Uyumak tatlı geliyor(dur) ama…
Sen öldüğünün farkında değilsin(dir)" *



Z.K.Ç.

27 Aralık 2009 Pazar

özlemin


önce dişlerimi sıktım, ellerimi avuşturdum; anladım geliyor.. ne yaptımsa gitmiyor, inat ediyor.. odanın içinde bi oyana bi buyana dolandım, bir bardak su içtim, en sevdiğim çikolataya sarıldım ama olmadı, boğuştum onunla.. olmadı..
en sonunda yenik düştüm!
özlemin geldi, sindi içime dün gece.. en güzelinden, en hasretliğinden..
içime doldu taştı,
dün gece özlemin geldi, gözlerin düştü hatrıma..
beni uyutmadı..

23 Aralık 2009 Çarşamba

Yar, benden uzaklarda


Sureti kalptedir; bekler, yad ederim


Gönlüm hep tuzaklarda


'Sever' deyip,yalana tamah ederim


Yasemin GÖKSU
:)

ben de herkes gibi gülümeyince daha da güzel oluyorum,
ben gittikçe güzelleşmek istiyorum
biliyor musun?

20 Aralık 2009 Pazar

tam bir sene olmuş! ne acı


dün gece öyle ansızın aklıma düşmen sebepsiz değilmiş meğer, yastığımı ıslatıncaya kadar gözyaşı dökmem, hıçkrıklara boğulmam, saatlerce resmine bakmam..
tam bir sene olmuş, koskoca bir yıl, hani bekleyenler için vaktin uzun olanlarından..
tam bir sene önceydi, bugunki kadar rüzgar yoktu ama yağmurluydu aynen.. benim dersanem vardı dersim 17:30 da bitiyordu, seninde işlerin vardı anca gelebilmiştin, siyah pantolunum, kırmızı tuniğim, kırmızılı grili siyahlı eşarbım vardı üzerimde, en güzel kokumuda sürmüştüm, sen severdin, bizimkisi ne idi bilmiyorum, arada bir görüşürdük kıyamazdın hayır diyemezdin, bazen özledim der gelirdin..
benim sana hediye aldığım kığılıdan lila rengi kazağını giymiştin, görünce dahada bi heyecanlandırmıştı beni.. 15 km sonra ordayım demiştin, terminal de buluştuk, sen gelene kadar ben iyice ısıtmıştım arabayı, şimdi arabamın sağ tarafına kimseleri oturtmak istemiyorum ya, yanıma oturmuştun, üşümüştün, yağmur hızlı hızlı yağıyordu hala..bi yerlerde oturmak benim içimden gelmemişti yinede sana teklif ettim , sende istemedin, arabada oturduk, bi süre konuşmadık bile..
yanılmıyorsamda 2 aydır görmüyorduk birbirmizi.. nasılda özlemiştim seni.. sende özlemiştin hssediyordum.. eğer bir daha görüşmeyeceğimizi bilseydim hiç bırakmazdım ellerini, hiç indirmezdim arabamdan, konuştuk, ben konuştum sen dinledin, sen konuştun ben..
o gün kaç kez söyledim seni sevdigimi sen saymışmıydın acaba?
saat nasılda hızlı ilerliyordu öyle yanımdayken sen..neler vermezdim gitmemen için, hiç doyamazdım ki sana, yine iki sevgili gibi ayrıldık, ama sevgili değildik!
görüşürüz canım dedin, sonra sende saşırdın buna? zaten ağlamıştım yanımdayken, sen yanımdan ayrılırken otobüse binerkende yerinde durmadı gözyaşlarım..
öylece beni bırakıp gittin, ardından bakakaldım.. ve ben hala seni bir daha görmüyeceğimi bilmiyordum.. sende bilmiyordun belkide..
son sarılışımızdı..
daha varmadan evime ' sen herşeyin en iyisine layıksın' diye bir mesaj göndemirştin ve bu beni dahada ağlatmıştı.. hala o günki gibi hatta daha da çok seviyorum seni, yokluğun daha da alevlendirdi bendeki SEN i..
bir kuş olsam şimdi, uçsam gelsem yanına, omzuna konsam.. alsan beni avuçlarına sevsen.. ısıtsan donan yüreğimi..
nerdesin acaba şimdi? kimlerlesin? mutlu musun?
tam bir sene önceydi, tamda bugunki gibiydi, hava yağmurluydu, beni bugunki gibi korkutmuyordu gök gürültüsü, yanımda sevdiğim adam vardı..gözlerimin içi gülüyordu, yüreğim sımsıcaktı..


Aramadın ah aylardır göremedim hergün yandım
Yüreğime binbir sancı neredesin hasret kaldım

dün gece resmini öptümde yattım!

şu an resmin karşımda, gözyaşım gözümde..
seni çok özledim..
hayaller avutmuyor, dindirmiyor bir zerre kadar bile özlemini,
vuslatı bekliyor aciz gönlüm,
yinede heyecanlanıyor ismini duyunca, kokunu duymaya çalışınca..
düşünme düşüncesinde bile seni, titriyor kalbim, ellerim bedenim..
uzun zamandır misafir olarak gelmemiştim hayallerime ya geldin şimdi tam geldin, uykusu yok gözlerimin, elimde telefonum son sese acık belki duyamam diye, gizli numaralar iptal, olurda gizliden ararsın diye..
beklenen gelir ben biliyorum, sabreden kazanır, erer muradına..
ama hayırlıysan gel bana, yine üzeceksen, gideceksen gelme..

19 Aralık 2009 Cumartesi

bende mutlu olmak istiyorum, bende çok mutlu olmak istiyorum


başka başka kapılar arıyorum, sıcacık huzur dolu odalara acılan kapılar.. beni kendimeden alıp alıp uzaklara götürecek kapılar.. bedenimin güçsüzleşletiğini hissediyorum, bardaktaki suyu kana kana içeçek dermanı bulamıyorum kendimde.. hep olması gerektiği için yaşıyorum.. yaşamak için yani..
kendim için değil..
güneş doğar mı, bu karanlık geceler biter mi?

18 Aralık 2009 Cuma

kırmızı gül demet demet...


sahi bu günlerde gececek mi?
kırılan umutlarım, günden güne yitip giden hayallerim..
yaşlı gözlerim, ıslak mendillerim..
bunlarda geçeçek mi sahi?
ben anladım seni istemiyorum, içimi cızlatmıyorsun, nefret hiç etmemiştim ya sana yine öyle, rabbime şükürler ediyorum, hani ağlardım ya geceleri senin için bu gecede yoksun diye, ağlamıyorum artık, sevinebilirsin!
ama yinede mutlu değilim.

13 Aralık 2009 Pazar

garip

hani sevdiklerinden 3-5 gün uzakta kalıpta of layan puf layan insanlar varya, onları görünce üzülüyorum kendi adıma ve onların adına, kendi adıma malum; uzun zamandır göremediğim ve hasretini çokça cektiğim insan-lar var bunun için üzülüyorum, onların adına ise oflamaktan ziyade sükredemedikleri için üzülüyorum, ebedi ayrı değillerki, nasılsa 3-5 güne dönecek sevdikleri..

2 Aralık 2009 Çarşamba

hazmedememek!


seni andım bugün ben
ismini söylerken kalbim titriyor,
üşüyorum seni hayal ederken,
ben hep öyle kalmayı dilerdim hayattan;
ikimiz için cennetten bir köşe olan diğerleri için ise hiçbirşey ifade etmeyen,
bir kaç cıplak ağaça ve bir kaç banka sahip kampüsün herhangi bir köşesi olan, hani metroya yakın olan yerde..
ben bugün seni andım, ismini sayıkladım durdum, ama yoktun işte yoktun.. bu kadar basitti aslında, büyüten bendim yokluğunda seni..
ben bügün ikimizi andım, özledim çok özledim
ve özlemeyi hazmedemedim..

1 Aralık 2009 Salı

''kış depresyonu'' mu bende ki?